BİZ KİMİZ?
Merhaba! İsmim Zeynep, Bilkent Üniversitesi psikoloji bölümü öğrencisiyim. Kendimi bildim bileli hayvanları ve spor yapmayı çok sevmişimdir. Bu iki tutkumu bir araya getiren spor haliyle binicilik oldu! Atlarla tanıştığım andan itibaren onlardan o kadar çok şey öğrendim ki; bunlar kimi zamana hayata, kimi zaman dostluğa, kimi zaman ise doğaya dair oldu. Ne zaman atımın sırtına binsem ve bir yola çıksam, o dört nalın altındaki toz topraktan daha farklı bir yolda buluyorum kendimi, daha içsel, daha sonsuz bir yolda eşlik ediyor atım Fındık bana. Bu blogun asıl yıldızı aslında Fındık, biraz da ondan bahsetmek isterim sizlere. Fındık benim ilk atım, atlara ve yukarıda saydığım şeylere dair ne varsa hepsini ondan öğrendim. Maalesef kendisiyle olan dostluğumuz şimdilik uzak mesafeden ilerliyor; çünkü ben şu an Ankara ayazında okula giderken o Akdeniz sahillerinle yürüyüşler yapmakla meşgul... Fındık İngiliz ve Arap atı kırması, babasının Türkiye çapında dereceleri var ancak bizim ki babaya hiç çekmemiş, tanıdığım en uyuşuk at diyebilirim. Yürümemiz gereken yerlerde durup yemek yiyen, birlikte denize girdiğimizde ben üzerindeyken suya yatmaya çalışan obur ve oyuncu bir kişilik kendisi. Tüm bunlar bir yana birlikte geçirdiğimiz zamanda belki de iki insan arasında kurulması mümkün olmayan bir dostluk bağı kurduk, insanlar birbirini olduğu gibi kabul etmekte zorlanır ya hani, bir at ve kız bunu öylesine başardı ki birbirleri olmadan özlem çeker hale geldiler. Yeri geldi düştüm, canım yandı ancak kendimden önce Fındık'ın bir yanına bir şey olmuş mu diye kaygılandım, yeri geldi neşeyle koştuk ekinlerin arasından, ve yeri geldi ikimizin de canı hiçbir şey yapmak istemedi saatlerce oyunlar oynadık. Dilerim ki bu blog ve atım ile kurduğum dostluk birilerine ilham olur da onlar da yaşadığım bu deneyimleri yaşar, bizim çıktığımız bu büyülüğü yolculukta misafirimiz olurlar.